Çok özledim seni. Diğer günlerden biraz, özlemekten çok daha fazla. Rahatlatmıyor artık sonbahar yapraklarının eziliş sesi. Yetmiyor rüyalarım. Gökyüzüne baktığımda seninle birlikte baktığımız yıldızları bulamıyorum. Sen nasılsın? Uzaktasın ve bir şehrin telaşlı ışıklarının dağlara dökülmüş birer sime benzeyen görüntüsüne bakarak, aldırmadan gözlerini kapatıyorsun. Gözlerini kapattığında nasıl tatlı olduğundan habersiz.
Tane tane savrulan duygularını toplamaya çalışırken duygusuz kalmaktan korkuyorsun. Duygusuzluğun en çok yakıştığı insanın sen olduğundan da habersiz. Tek başına gökyüzünü seyrediyorsun ya bazen sessizce, işte seni oralarda bekleyen yıldızın ben olduğundan habersiz. Bu gece ay daha bir güzel gülümsüyor diyorsun benim bakarak gözyaşlarımı sildiğim aya.
Aynı anda bakabileceğimiz tek yer diye ağlaya ağlaya baktığım aya… Şaşkınlık mı hayal kırıklığı, hayal kırıklığın acılar mı? Herkesten uzaklaşmak istediğin anda yüzüne çarpan gökyüzü, susarak ilerlediğin anda kulaklarında uğuldayan rüzgâr sana hiç beni anımsattı mı?